Siz de kendinizi benim gibi gecenin insanı olarak
görüyorsanız, size de kesinlikle uyumak zaman kaybı olarak geliyordur. Gece
çalışmak, gece okumak, gece kendine zaman ayırmak her zaman aynılarını gündüz
yapmaktan daha rahatlatıcı şüphesiz. Bir kere sessiz sakin. Dikkatinizi
dağıtacak hiçbir şey yok. Buraya kadar her şey güzel. İşler tam da sabah kalkıp
gitmeniz gereken bir iş ya da okul olduğunda sekteye uğruyor. Çünkü hem
işimizden, okulumuzdan olmak istemiyoruz hem de geceler bize kalsın istiyoruz
ve çözüm olarak az uyuyoruz. Fakat bu ne kadar doğru?
Uyksuzluk ve bol kahvenin yaratıcılığımızı geliştirdiği gibi
bir yanılgıya sahibiz çoğumuz. Fakat tam da aksine yeterli alınmayan uyku hem
yaratıcılığı azaltıyor hem de gün içinde kendinizi yorgun hissetmenize neden
olup, halihazırda sizde bulunan enerjinin de açığa çıkmasına engel oluyor.
Bunun yanı sıra yetersiz uyku, bağışıklık sistemimizin
zayıflamasına ve bakterilere, virüslere karşı savunmasız kalmamıza neden
olmakta. Yani uykumuzu alamadığımızda, aldığımıza oranla hasta olma riskimiz
daha fazla.
Aynı zamanda çocuklar üzerinde yapılan bir araştırmadan,
düzenli uyku alışkanlığı olan çocukların konsantrasyonlarının uyumayanlara
oranla çok daha gelişmiş olduğu şeklinde bir sonuç çıktığını öğrendim. Zaten
çocuklar açısından bakıldığında, uyumanın büyüme üzerindeki etkisini de
yadsıyamazı. Biliyorsunuz ki büyüme hormonları en çok uykudayken harekete geçer
ve çocukların hızlı büyümelerini sağlar.
Kısaca uyku, kesinlikle zaman kaybı değil, hatta aksine
günlük hayattaki pozitif etkileri göz önüne alındığında bir nevi zaman karı da
diyebiliriz. Tabi adımız uykucu’ya çıkana kadar abartmadığınız sürece. : )